Bugün günün resmi olarak ilk saatlerinde CNN Türk'te Mesut Yar'ın Burada Laf Çok programını haseten açıp Serhat Kılıç için izledim. Program başlayınca Resul Dindar'ı görmek güzel bir sürpriz oldu. Resul Dindar'ı Hacettepe'deki söyleşisine -dediğine göre ilk söyleşisiymiş- yakın bir arkadaşım tarafından sürüklenmem sebebiyle tanıdım. Ne kendisini ne şarkılarını ne sonradan dağılan grubunu bilmeden sırf hatır için gittiğim bu söyleşi, okul hayatımda gittiğim 3. söyleşi -diğer ikisi Gazi'deki Serhat Kılıç söyleşileriydi- gerçekten çok eğlenceli geçmişti.
Resul Dindar kimseyi kırmamış mütemadiyen güzel şarkılarını söylemiş, bütün sevimliliğiyle tüm soruları yanıtlamış ve söyleşi sonrasında durup tek tek herkesle fotoğraf çektirmişti. Öyle ki bütün fotoğraflara attığı aynı içten bakışı izlerken ben yorulmuştum.
Vel hasılı kelam; sevimli adam Resul Dindar.. Bu gece programda da öyleydi, umarım hep öyle kalır.
Programda bir de kişisel olarak daha öncesinde ilgi duymadığım iki hanım Beste Bereket ve Yasemin Öztürk de vardı. Yasemin Öztürk diğer konukların arasında biraz daha sessiz kaldığı için pek bir fikir oluşturamadım kendisi hakkında. Diğer yanda Beste Bereket yaptığı espriler ve şakalarla, konuşmalarıyla vs ilgimi epeyce cezbetti diyebilirim. Kendisinin takipçisiyim bundan sonra.
Ha tabi "sen kimsin yeaa Beste'nin de umruydu sanki takip etmen" diyebilirsiniz. Ben de " sen kimsin yeaa umrumdu sanki ne düşündüğün" diyebilirim, özgür bir ülke sonuçta.
Kendi kendime atar yapıp, cevap verdim. Benim ayıbım bana yeter bir de siz üstüme gelmeyin rica edeceğim.
Ve son olarak elbette yine yeni yeniden Serhat Kılıç!
Everything dedik littlt little dedik right into the middle dedik ama blog daha henüz bismillah demişken Serhat Kılıç üzerine kaymaya başladı, görelim bakalım ne çıkacak sonunda.
Yapacak bişey yok ama benim çoktan kabul ettiğim bir şeyi paylaşayım, seviyorum ben bu adamı.
Onca yıldır ekranımın başından hayatı kesiyorum, Serhat Kılıç kadar sevimli, hareketli, idealist, hayalperest, çocuk ve büyük birini görmedim ya da gördüm ama dikkat etmedim, benim hatam. Ama sonuç olarak Serhat Kılıç diye bir gerçek var ortada. Lütfen.
Programda yerinde duramayacağının sinyalini yayının başladığı saniyede verdi zaten. Stüdyoya dönen kamerayla orta yerde zıplayıp kendi etrafında dönen sonra koşturup yerine oturan ve afacan gülüşüyle bakan Serhat Kılıç'ı gördük. Neşe dolu bir program olacağı belliydi.
Biraz takip eden birisi kendisinin konuşmaya, anlatmaya olan merakını bilir. Genelde Şoray Uzun'a çok konuşup, anlattığı için sallasa da kendisinin de pek aşağı kalmadığını görmek mümkün. Bu gece de program boyunca her lafa olan cevapları ve esprileriyle tekrar sahnedeydi Serhat Kılıç. Ancak ilginç, değişik ve güzel birşey gördük bugün. Bir ara mırıldansa da program boyunca şarkı söylemedi. Hayır elbette şarkı söylemesini seviyorum, akşamdan sabaha söylese bıkmadan dinleyebilirim. Kendisinin de söylemeyi sevdiğini biliyoruz zaten. Yine de söyleyecek anlatacak o kadar şeyi varken birisinin durdurup da hadi bir şarkı söyle dememesi mutlu etti beni. Bu gece performansını değil Serhat Kılıç'ı izlemek istedim galiba..
Serhat Kılıç döktürdü bu akşam. Okul'dan bahsederken gözleri parladı. En çok da böyle insanları seviyorum. Yaptığı işten zevk alan, heyecan duyan kişiler kadar güzeli var mı bu dünyada?
Perdeci bir tanıdığımız var mesela. Adam diktiği her perdeye aşkla bakıyor "çok güzel oldu be!" diyerek. Perde ya hu, perde! Bir yere yapacağı perdeyi anlatırken herşeyi bırakıp yanına çırak girmek, perdelerin büyülü dünyasında koşturmak istiyorum. O derece.
Serhat Kılıç'ta Okul'dan böyle bahsediyor. Gerçi tam da şu an yazarken bir aydınlanma yaşadım. Daha önce bir programda zevk alarak yaşadığından bahsetmişti. "Bir iş yaparsam tadını alarak yaparım, etrafımdakiler de bilirler. Sigara içeceksem mesela öyle hızlı hızlı içmem, o çay ince belli bardakta gelecek sonra bir sigara yakacağım." demişti. Tam olarak cümleyi hatırlamasam da bu minvalde birşey söylemişti en azından.
Bunu da hatırladıktan sonra bir şey kalmıyor yazacak.
Seviyorum seni Serhat Kılıç!
Hayattan aldığın tadı hissedebildiğim için seviyorum!
Yakışıklı değilim derken ki bakışın için seviyorum!
Film ismi söyleseler canlı yayında kalkıp Sessiz Sinema oynayacağın için seviyorum!
Çocuk olmayı sevdiğin için seviyorum!
Çocuk kalmak istediğin için seviyorum!
Çocuk olduğun için, çocuk gibi bakan gözlerin olduğu için seviyorum!
Gece gece izlediğim programın etkisiyle coşmuş olabilirim. Sabah kalkınca bu yazdıklarımdan pişman da olabilirim. Ama silmeyeceğim. Dursun burda. Okudukça bu geceyi, programı izlerken ne kadar eğlendiğimi ve Serhat Kılıç'ı ne kadar sevdiğimi hatırlarım.
Bitirmeden önce; Okul'la görüştüm. Adım gibi eminim ki çok güzel eğitim veriyorlar ve içim gidiyor katılamayacağım için. Hayır öyle çok uçuk fiyatlar değil kesinlikle. Gayet makul ücretlere sahip okul ancak her ne kadar öğrenci bütçeleri göreceli de olsa benimki kursu kaldırmaya yetecek kıvamda değil maalesef. İmkanınız varsa siz böyle güzel bir fırsatı kaçırmayın derim.
Güzel günlerde görüşmek üzere..
EBS
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder